15 Şubat 2012 Çarşamba

Alelacele..

Bütün heveslerimden ve bütün çabalarımdan arınmış halde. Gecenin bu saatinde bu anlaşılma çabası niye ki? Hayatımda birçok şey yolunda gidiyordu aslında ama bazı şeylerin farkında olmanın, insanın canını ne kadar acıtabileceğinin de bilincindeydim.
Benim adım Deniz. Bu ismi ben yakıştırdım, ben buldum kendime. İsimlerin kişilerle ilgili çok önemli bir şey olduğunu düşünüyorum ve benim için de Deniz'den başkası düşünülemezdi. Bu yazma işi uzun zamandır aklımdaydı lakin bir türlü adım atamamıştım bu konuda. Hayli bilgisiz ve fikirsizim nasıl olacağı konusunda, şimdilik olayı akışına bırakmış vaziyetteyim.
Hepimizin -mış gibi, -muş gibi davrandığı zamanlar hani, çok da uzak değil hatırlarsınız. "Yahu aslında mutlu olmak o kadar da abartılacak bir şey değil ki. İnsan nasıl isterse öyle oluyor şu hayatta..." diye kafa açıyorum kiminle konuşsam, belli etmiyorlar ama etrafımdakiler bu sürekli konuşan Deniz'den pek memnun değiller bu aralar bence. Ben sizi çoğu insanın sürüklediği şeyden kurtarmak istiyorum; hazır olanı size sunup "Bitti, aha da bu kadar..." etkisi yaratmayı değil, düşünmenizi istiyorum biraz. Sahi en son ne zaman düşündünüz? Ama bu "Akşama Orçun'un doğum gününde ne giysem?" ya da "Yarın nereye gitsem?" düşünüşü değil. Sahip olduğunuz her şeyi, eliniz kolunuz dahil tüm hayatınızı sorgulamaktan bahsediyorum. Durun canım, o kadar da zor olmasa gerek.
Ben mesela, mutlu bir çocukluk geçirmedim, babamdan nefret ediyorum o kadar ki; bir gün karşılaşırsak onunla bir yerlerde, yapacağım konuşmayı bile hayal etmiştim zamanında, hala da hatırlıyorum. Okul hayatım hep iyiydi ama şimdi düşünüyorum da annem o kadar istemese okumazdım. "Dost dediğin bir elin parmağını geçmez." diyenlere inat bir sürü parmak kadar dostum var benim. Ve daha bir sürü sahip olduğum ya da farkına vardığım şey. Peki hala neden mutsuzum? Bu mutsuzluk hep daha fazlasını istememden mi? Biraz param olduğunda, biraz daha param olsa diye neden düşünürüm ki? Ya da beni seven bir insan varken hayatımda, neden ondan daha fazlasını beklerim, beni inandırmasını ve beni sevdiğine ikna etmesini isterim mesela? Bu mudur çoğu zaman "yalnız" kalışımın sebebi. Yalnız olmak sadece böyle bir şey mi peki? Neden hayatımda biri varken de içimdeki bu boşluk? Neyi arıyorum? Ne zaman tatmin olurum?..
Bazen hiç düşünmeseydim diyorum, oluruna bırakabilseydim yahut yetinebilseydim... Ama olmuyor işte, düşünmeden konuşamıyor, ileriyi görmeden hareket edemiyorum. Bu fazla kontrolcü olma durumu da anneannemden bana yansıyan bir şey sanırım. Yahu muazzam bir boşluğun içerisindeyim, bir yandan da ukalaca bir şey bu. Ben hayatı herkesten farklı algılıyorum, sorguluyorum kafası. Ama kendimi o kadar yalnız hissediyorum ki... Konuştukça azalan bir şey olmadı yalnızlığımdan, belki de azalmamalı. Ama şimdi artık yazmayı deniyorum. Tam anlamıyla kafamdakileri dökebilmem için zamana ihtiyacım var. Ben, hepimizin yapmak istediği ve belki de bazılarımızın yapamadığını yapıyorum; kendimi ifade ediyorum size, gerisi size kalmış. Ben burada hep kafa açıcam sanırım, yalnız kaldığınız ya da anlaşılmak istediğiniz an; ben buradayım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder